NE KADAR HAKLISIN OĞULCUĞUM!
Geçenlerde yine Hayalbağ’a
gittik. Bu sefer sadece ortanca yavrum Ömer vardı yanımda. Kaldığımız süre
zarfında bir şeyler yaptık ama bu seyahatte kayda değer şey, yapılanlar
değildi.
Dönüş yolunda sohbet ederek
ilerlerken, serçe ebatlarında bir kuşa çarptık. Zavallı hemen ölüverdi. Bu ölüm
Ömer’i çok üzmüştü. Bir süre konuşmadı.
Ben bu tip şeylerin sık sık olduğunu;
tabiatta 80-100 km hızla giden binlerce nesne olmaması gerektiği; eğer olursa
bu tip ölümlerin kaçınılmaz olduğunu anlatıyordum ki, şöyle dedi.
“Baba ben kuşa üzüldüm. Ama
şimdi, neden kuşa üzüldüğüm kadar cama, arabanın önüne yapışarak ölen onlarca
sineğe, kelebeğe üzülmediğimi düşünüyordum. Hâlbuki hepsi birer canlı ve
hayatlarını kaybediyorlar. Sadece bedenleri küçük olduğu için onlara üzülmemek
ne kadar çelişkili.” dedi.
Adnan bey GÜNAYDIN
YanıtlaSilSizi yeni farkettim tebrik eder başarılar dilerşm
Günaydınlar Saim Bey.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Yaptıklarımdan elle tutulur gözle görünür bir ürün elde edemesem de, kendimi başarılı addediyorum. Son bir ayda benim kadar yıldız gören kaç şehirli vardır ki? :)
Selamlar.