2 Kasım 2016 Çarşamba

BENİ KÖYÜMÜN YAĞMURLARINDA YIKASINLAR



Tohum toplarını hazırladığımızı anlatmıştım. Sonradan 8-10 parti daha top hazırlamak gerekiyordu. Fakat ekim mevsimini geçirmekten endişe etmem, top yuvarlamanın sıkıcı ve yorucu olması, bulduğum kilin zor bir malzeme olması gibi sebeplerle planımı değiştirdim. Kalan buğdayları “çizel pulluk”(Ne biçim isimlendirmeyse.) usulüyle toprakla buluşturmaya karar verdim. Bu arada 6 adet tüplü asma almıştım. Bunları da dikmek için hevesleniyordum. Hepsinden önemlisi köyüme gidesim vardı. Yerli yersiz “Beni köyümün yağmurlarında yıkasınlaaar…”deyip duruyordum.
Mâlum, Hayâlbağ’da hayâllerdeki yeşil panjurlu ev yok. Bizim yeşil çadır var. Hava her geçen gün daha sert oluyor. Fakat kamp malzememiz eksik. Allah'tan Hanım, “Ben gelmem.” dediği için tek çadır kurup oğlum ve kızımla bu çadırda bir birimize sokulur donmadan geceleriz diye düşündüm. Ve hafta sonu kamplı bir Göynük seyahati yapmaya karar verdim.
Bir tane kışlık tulum vardı. Onu kızım kullanırsa, mevsimlik tulumu oğlum kullanırsa, aralarına da ben yatıp, battaniyeyi oğlumla beraber kullanırsak donmadan sabahı edeceğimizi öngördük.
Planlar bozulmak içindir. Cuma akşamı Hanım “Ben de geleceğim.” deyiverdi. Bu bize moral oldu. Fakat soğuk ve yağmur ihtimali biraz düşündürdü beni. Kamp zevklidir, ama alışık olmayana rezillik gibi de gelebilir. Eşimin, kötü tecrübelerle maceramızdan uzaklaşması endişesini taşıyorum hep.
Çizme sipariş etmiştik ama gelmedi. Benim ve çocukların neopren meshlerimiz vardı. Üşümeyelim diye bol miktarda giysi almıştık yanımıza. Ya nasip deyip çıktık yola.
Eee ağzına “Beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar” şarkısını sakız edersen, nasibin yağmur olur. Allah'tan şarkının devamını hatırlamıyorum. 10:00 gibi bağımızda kahvaltı yaparken yağmura yakalandık. Çok ıslanmadık ama vakit kaybettik.


Hemen işe koyulup asmalarımızı dikmeye başladık. Toprak yaza göre oldukça yumuşaktı. Zorlanmadan altı adet asma fidanımızı toprakla buluşturduk.
Hâtırâ fotoğrafı çekmeye bile müsaade eden yağmur sonra kaldığı yerden devam etti. Biz de çadırlara doluştuk. Sonra akşama kadar kâh çiseledi, kâh hızlandı, arada durduğu da oldu. Yağmur tam ayarında yağdı. Toprağa yaramayacak kadar az, bizi ıslatacak kadar çok.


Ama biz yağmura kızmadık, arada hava açtığında manzaranın tadını çıkardık.
Yağmur dinlenirken biz çalıştık, o faalken biz dinlendik. Çizel pulluk yöntemi ile 40-50 m2 yeşil mercimek, 15-20 m2 karakılçık buğdayı ektik. Ayvalarımızdan bir miktar topladık. Akşamüstü yağmur da, biz de dinlenmeye çekildik. Çünkü fenerimizi evde unutmuştuk ve ateşimiz çok zayıftı; yorgun ve ıslaktık.
Hanımlar bir çadıra, oğulcuğumla ben bir çadıra geçip, erkenden uyuduk. Sabaha kadar kaç kere uyandığımı hatırlamıyorum. Ama çok üşüdüm, oğlumda üstünü devamlı açtığından üşüdü. İnce tulumla eşim de çok üşümüş. Hava sıcaklığından kızımda şikâyetçiydi, -30oC lık tulumla biraz bunalmış.
Sabah o kadar kötü uyandım ki, kalkacak hal bulamadım. Biraz daha uyumak için müsaade istedim. Birkaç saat daha kestirdim. Kalkıp orman kenarındaki bölüme gittiğimde eşimle oğlumun 25-30 myere buğday ektiklerini gördüm. Bu hayallerimin ucundan tutanlar olacağının emâresi idi. Çok keyiflendim.


Bu keyifle 40-50 myere tohum toplarımı serptim. Hedef, bir hafta önce 1,5 dönüm buğday ekmekti, ama olmadı. Ancak deneme mahiyetinde ekim yapabilmiştik.
Bu Bozcaarmut molasını da böyle bitirdik, İstanbul’a döndük.





NOTLAR:

*İlk bitkilerimizi ekmiş olduk.

*Tüm sıkıntılara rağmen gülümsemekten yanaklarım ağrıdı. Tabiat mutluluktur.

*Ayvalarımızın tadı çok güzel. J

*Ayvalarımız çiğnenmek için. Yutmak çok tehlikeli. L

*Eşime arkadaş olabilecek yaşlarda bir hanımla tanıştık. Kızıma arkadaş olabilecek bir kızı da var.  Sonra ben de beyiyle tanışıp konuştuk. İyi insanlara benziyorlar. 400 tane keçileri varmış yaylada.


*Cevizlerimiz olmuş ve çoğu dökülmüş. Dipleri çalılık olduğundan ne diplerdekini, ne ağaçtakileri toplayabildik. Birkaç tane bulup tadına baktık çok güzeldi.

*Uzun konçlu bir çizme şart. Yağmurdan çok ıslak otlar bizi ıslattı.


2 yorum:

  1. Adnan Bey, hikayenizi adım adım takip ediyoruz. Umarım on yıl sonra dönüp baktığınızda her emeğinizi üzerinde görebileceğiniz, gönlünüzce bir bahçeye sahip olursunuz!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Ne güzel bir temenni!

      Yazıları aradan bir müddet geçtikten sonra okumak bana hayli keyif veriyor. Bahçe de söylediğiniz gibi olursa çok daha keyifli olur.

      Sil