KEŞİF
Hayatımı gözden geçirdiğimde,
değerlendirdiğimde, birçok konuda olmam gerekenden daha başarısız bulurum
kendimi. İlkokulu, ortaokulu, liseyi zor bitirdim. Üniversiteyi kazanmam ayrı
bir zordu, bitirmem bir başka zor. İş hayatında da bir gariplik sezerdim hep.
Hep eldeki malzeme ile ortaya çıkan sonuçlar arasında bir uyumsuzluk görürdüm.
Bu uyumsuzluk genelde olumsuz, bazen olumlu olarak algılanabilecek şekilde
olurdu.
Malzeme konusunda yanılmış olmak bir
ihtimal. Diğer ihtimal ise sonuçlar konusundaki yüksek beklenti.
Bunları düşünüp durdum ama pek kafama da
takmadım yıllarca.
Malumunuz Hayalbağ’a hazırlanıyorum bir
zamandır. Bu hazırlıklar esnasında Ekin Sapı Devrimi’ni okurken, yukarıda
bahsettiğim iki ihtimale ilave olarak fark ettim ki, malzeme ile sonucun
uyumsuzluğu, istidadımdaki noksanlıktan da kaynaklı değil, mükemmel bir sonuç
beklemekten, tembellik ya da şanssızlıktan da değil.
Eldeki malzeme ile elde edilen sonuç
arasında, metot ve çevre etkileri de vardı ve o kadar kabullenilmişlerdi ki
sorgulanmaları hele hele suçlanmaları akla dahi gelmiyordu.
Hâsılı yanlış yaşıyorduk. Yanlış!
Konu ne olursa olsun
farklı metotlar ve değişik çevre etkileri bundan sonra hayatımda daha
fazla yer etmeliydi.
Hayallerdeki bağı gerçekleştirmek câzip
olabilir, fakat Hayalbağ’da yaşamak daha cezbediciydi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder