1 Ekim 2016 Cumartesi

KEŞİF


Hayatımı gözden geçirdiğimde, değerlendirdiğimde, birçok konuda olmam gerekenden daha başarısız bulurum kendimi. İlkokulu, ortaokulu, liseyi zor bitirdim. Üniversiteyi kazanmam ayrı bir zordu, bitirmem bir başka zor. İş hayatında da bir gariplik sezerdim hep. Hep eldeki malzeme ile ortaya çıkan sonuçlar arasında bir uyumsuzluk görürdüm. Bu uyumsuzluk genelde olumsuz, bazen olumlu olarak algılanabilecek şekilde olurdu.
Malzeme konusunda yanılmış olmak bir ihtimal. Diğer ihtimal ise sonuçlar konusundaki yüksek beklenti.
Bunları düşünüp durdum ama pek kafama da takmadım yıllarca.
Malumunuz Hayalbağ’a hazırlanıyorum bir zamandır. Bu hazırlıklar esnasında Ekin Sapı Devrimi’ni okurken, yukarıda bahsettiğim iki ihtimale ilave olarak fark ettim ki, malzeme ile sonucun uyumsuzluğu, istidadımdaki noksanlıktan da kaynaklı değil, mükemmel bir sonuç beklemekten, tembellik ya da şanssızlıktan da değil.
Eldeki malzeme ile elde edilen sonuç arasında, metot ve çevre etkileri de vardı ve o kadar kabullenilmişlerdi ki sorgulanmaları hele hele suçlanmaları akla dahi gelmiyordu.
Hâsılı yanlış yaşıyorduk. Yanlış! 
Konu ne olursa olsun farklı metotlar ve değişik çevre etkileri bundan sonra hayatımda daha fazla yer etmeliydi.
Hayallerdeki bağı gerçekleştirmek câzip olabilir, fakat Hayalbağ’da yaşamak daha cezbediciydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder